Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Cemilpaşa Konağı Kent Müzesi’nde Kasım ayı boyunca çeşitli başlıklarda yapılacak kültürel hafıza söyleşilerinin ilki eğitimci yazar Filiz Parlak’ın “Diyarbakır Mutfağı” konulu sunumuyla başladı.
Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten Kent Müzesi Geçici Sergi Salonu kültürel hafıza söyleşilerine ev sahipliği yapıyor.Eğitimci yazar Filiz Parlak “Diyarbakır Mutfağı” başlıklı söyleşisinde; anneanne ve babaannesinin geleneksel yemeklerini; Ermenice, Zazaca, Kürtçe ve Diyarbakır şivesiyle yazdığı, Diyarbakır mutfak kültürünü ve zenginliğinin tanıtıldığı “Meftune - Diyarbakır Mutfağı” kitabından söz etti.
Karacadağ ve Hevsel Bahçelerinin ortasında yer alan Diyarbakır’ın, mutfağının da on binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu söyleyen Parlak, kuru tarım, hayvancılık ve bağcılık üçgeninde şekillendiğini belirterek, zengin bir içeriğe sahip Karacadağ pirincinin önemine dikkat çekti.
Halklar birbirinden etkilenmiş
Ermeni, Yahudi, Arap, Türkmen halkların bir arada yaşadığı Diyarbakır’da bu halkların birbirinden etkilendiğini ve ortak yemeklerinin olduğunu aktaran Parlak düğün, taziye, bayram gibi ritüellerde bu yemeklere yer verildiğini ifade etti. Diyarbakır mutfağında coğrafya ve iklime göre yaz ve kış yemeklerinin keskin biçimde ayrıldığını anlatan Parlak yazın sulu ve etli yemekler pişirilirken, kışın daha çok yağlı ve tahıl ağırlıklı yemeklerin pişirildiğini söyledi. Sebzelerin güneşte kurutma işleminin çok yaygın olduğunu ifade eden Parlak yazın güneş sayesinde karpuz, kavun ve üzümün başka yerlere nispeten daha çok ballandığını söyledi.
Diyarbakır mutfağında balık tüketiminin de yaygın olduğunu söyleyen Parlak, azalmadan önce Dicle Nehri balıklarının çok tüketildiğini hatırlattı. Parlak ayrıca tencere yemeğinin çok yaygın oluşu, taze sebze ve ayran destekli öğünleriyle aslında Diyarbakır mutfağının bir diyet mutfağı olduğunu da sözlerine ekledi. Parlak öte yandan sütün saklama yöntemlerinden olan Diyarbakır örgü ve eritilmiş peyniri ile tereyağı yapımını anlattı.
Hafıza söyleşileri 08 Kasım, saat: 14.00’te Akademisyen M. Alişan Budak’ın “19. ve 20. Yüzyılda Diyarbekir Kentli Müzik Kültürü” başlığıyla devam edecek.